Malatya’lı Niyazî-i Mısrî İçin İstanbul Esenler’de Anma Programı Düzenlendi

İstanbul’da Malatya’lı Niyazî-i Mısrî’yi Anma Programı Düzenlendi
( MAKON ) Malatya Konfederasyonu ve ( MASTÖB ) Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen Malatya’nın Değeri: Niyazî-i Mısrî anma programı, Fikret Bayraktar’ın program sunumunu yaptığı Esenler Belediyesi’nin katkılarıyla Kadir Topbaş Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Etkinliğe, Malatya Konfederasyonu ve Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Başkanı Nazife Özdemir ve yönetim kurulu ev sahipliği yaptı. Programa Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Başkan Yardımcısı Ömer Çetinkaya, AK Parti Esenler İlçe Başkanı Emrullah Erkuş, Başkan Yardımcısı Canan Altıntaş Barbaros, AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi ve Sultangazi Spor Kulübü Başkanı Osman Cengiz, önceki dönem meclis üyesi Çiğdem Öz, MHP İl Başkan Yardımcısı, TV8 Survivor Ekstra sunucusu ve yorumcusu Furkan Dede, Pütürge Dernekler Federasyonu Kurucu Başkanı Cihan Akköse, Küçükçekmece Malatyalılar Dernek Başkanı Mustafa Karakaş, İstanbul Malatyalılar dernekler Federasyonu Başkanı Aziz Damar, Esenler Dernekler Federasyonu Başkanı Hasan Arıkboğa, iş insanı Vahap Konçuk ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile vatandaşlar katıldı.
Ünlü Tasavvuf Sanatçısı Ahmet Özhan İzleyicilere Muhteşem Bir İlahi Şöleni Sundu.
İnönü Üniversitesi Niyazi Mısri kürsüsünden, Doç. Dr. Handan Benli, Niyazî-i Mısrî’nin hayatını ve tasavvufi yönünü detaylarıyla anlattı. Sanatçı Ahmet Özhan ise seslendirdiği ilahilerle geceye damgasını vurdu.
Esenler Belediye Başkanı Mahmut Teyfik Göksu; Türk Tasavvuf Musikisi Sanatçımız ve Cerrâhîyye Tekkesi’nin 22’inci postnişî Ahmet Özhan’ın katılımlarıyla, 17. yüzyıl Türk Edebiyatının önemli mutasavvıf ve şairi Niyâzî-i Mısrî hazretlerini andık. Bizi biz yapan değerlerimizi Esenler’de yaşatmaya ve paylaşmaya devam edeceğiz.

Katılımcılar, Malatya’nın yetiştirdiği önemli değerlerden biri olan Niyazî-i Mısrî’yi anmanın gururunu yaşarken, programın sonunda Esenler Belediyesi ve Malatya Konfederasyonu’na teşekkürlerini iletti.
Malatya’lı Niyazi Mısrî (1618 – 16.03.16949 Kimdir ?
17.YY. Türk Edebiyatının önde gelen Mutasavvıf şairlerinden olan Niyazi Mısri Asıl adı Mehmet olup 8 Şubat 1618 yılında ( Hicri 1027) Malatya da dünyaya gelmiştir. Doğduğu yerin Soğanlı köyü olduğuna dair görüşler öne sürülse de kendi eserlerinde doğduğu yer olarak Soğanlıdan bahsetmemektedir. Bazı yerli araştırmacılar Malatya civarında Aspozi denilen yerde doğduğundan söz ederler.17.yy’a ait sicil defterinde, tarihi kaynaklarda Malatya ve civarında Soğanlı diye yerleşim yerinin olmaması bu bilginin çok ta sağlıklı bir bilgi olmadığını düşündürüyor. Niyaz-i Mısri’nin asıl adı Muhammed / Mehmet’tir. Mahlas olarak Niyaz-i’’ yi kullanmıştır. Babası soğancı zade Ali Çelebi adında Nakşibendi tarikatındandır..
İlk eğitimine kardeşleriyle birlikte köyünde başlayan Niyazi Mısri Malatya’lı bilginlerden hem dini alanda hem de tasavvufi alanda dersler alarak kendini yetiştirir. Babasının onu kendi şeyhine bağlanma arzusunun hilafına Niyazi Mısri Malatya’lı Halveti şeyhi Hüseyin Efendiye talebe olur.
Bir müddet sonra şeyhi Hüseyin Efendi Malatya’dan ayrılınca Niyazi Mısri de 20 yaşları civarında 1638’de (1048 Hicri) şehirden ayrılarak önce Diyarbakır’a oradan Mardin’e geçer. Buralarda kaldığı zaman içinde ilmi yönden kendini geliştirmeye devam eder. Daha sonra Kerbela, Bağdat, ve Kahire’ye geçer.
Mısır’da bulunduğu süre zarfında da Camiül-ezher’de ilmi faaliyetlerini sürdürmüş, tasavvufi gelişimini tamamlama gayreti içinde olmuştur. 1643’te (1053 Hicri) gördüğü bir rüyanın etkisinde kalarak Mısırdan ayrılıp Arabistan ve Anadolu’nun değişik yörelerini gezer.
Şair 1646’da ( 1056 Hicri) İstanbul’a gelir.Artık bundan sonra Mısri lakabıyla Niyazi Mısri adıyla anılacaktır.İstanbul’da fazla kalmayan şair önce Bursa’ya oradan da Uşak’a geçer.Burada kısa bir süre Ummi Sinan’ın talebesi Şeyh Mehmed’in yanında kalır.Daha sonra Elmalı’ya gider..Artık şeyhi Elmalı’lı Ümmi Sinan’a kavuşmuştur.(1057/1647)Uzun bir süre burada nefsini terbiye ile uğraşır.Tasavvufi yönden kendini yetiştirmeye çalışır.Niyazi Mısri bir ara ziyaret için Malatya’ya gelir , tekrar geri döner ve 1655 (1066 Hicri) kendisine şeyhi Ümmi Sinan tarafından hilafet verilir. Hilafet verildikten sonra Elmalı’da kalan şair, oradan Uşak’a geçer. Kütahya da şeyh olarak irşada devam ederken şeyhinin ölümünü duyunca 1657 de Uşak’a gider.1072 yılında Bursa’ya gelir ve burada irşat işleri ile uğraşır. Kısa zamanda şöhreti yayılır ve bu şöhreti onu saraya ulaştırır. Saray tarafından Edirne’ye giden şair daha sonra İstanbul’a oradan da Bursa’ya döner.
Sultan 2.Ahmet’in Avusturya seferine Niyazi Mısri müritleri ile birlikte katılmak ister, bu isteği padişah tarafından durdurulmak istenir. Niyazi Mısri bunu kabul etmez sefer dönüşünde 78 yaşında iken Limni adasına gönderilir. Buradaki sürgün hayatı şair 1694’te ( 1105 Hicri) Limni’de vefat etmiştir. Cenazesi Limni’de defnedilmiş olup mezarı halen buradadır.
Niyazi-i Mısri’ den Seçmeler:
“ İlim ikiye ayrılır: Zahir ilim, batın ilim. Birincisi cehaleti giderir; ama kibir, kendini beğenme, kin ve hasedin yeşermesine sebep olur; ikincisi nefsin sıfatlarını giderir, af, eziyete tahammül, kötülük edene iyilik, herkesin iyiliğini istemek gibi sıfatların neşv ü nema bulmasına imkân verir. Birinci ilim, evin duvarına işlenen nakış gibidir. İkincisi bu duvarın karşısındaki duvara çekilen cila gibidir. Bu nakış orada daha canlı görünür.”