Fırat Nehri’nin Altından Altın Fışkırıyor! Gerçekten Fırat’ın Altında 50 Bin Ton Altın Bulunuyor Mu?
Fırat Nehri’nin altından altın fışkırıyor! İsrail o altınların peşinde mi?
Araştırmacı yazar Haluk Özdil Fırat Nehrinin altında 50 bin ton altın bulunduğu iddiasını ortaya atınca yer yerinden oynamıştı. Gazetemiz yazarlarından Yücel Kaya o konuyu araştırdı. Fırat Nehrinde altın olup olmadığını Maden Tetkik Arama’nın dışında mitoloji ve dini kaynaklardan inceleyerek kaleme aldı. İsrail’in Arz-ı Mevud hayalinin altında Fırat altınlarının olabileceğini varsayan Kaya, o altınlarla ilgili Allah Resulünün sözlerine de yer verdi. İşte ilgiyle okuyacağınız o yazı…
Araştırmacı yazar Haluk Özdil, Türkiye’de 40 bin + 10 bin ton altın bulunduğunu ve çıkarılırsa ülke ekonomisinin uçuşa geçeceğini ifade edince pek umursayan olmadı.
İddia o ki, bu devasa hazine Elazığ’da Fırat Nehri’nin altında bulunuyormuş.
Haluk Özdil bulunan miktarın büyüklüğünü ise şöyle açıkladı: “Türkiye’nin şu anki altın rezervi 600-700 ton civarında. Dünyanın en zengin ülkesi olarak bilinen ABD’nin altın stoku 8-9 bin ton civarında. Ancak Maden Tetkik Arama (MTA) tarafından 2012 yılında yayımlanan bir raporda, Fırat’ın altında 40 bin ton altın olduğu belirtiliyordu. Bu ne demek biliyor musunuz? Dünyanın en zengin ülkesi olursunuz.”
Önce pek umursanmayan bu iddia MTA’nın verilerinde de olduğu anlaşılınca ciddiye alınmaya başladı. Gerçekten de Fırat’ın altında 50 bin ton altın bulunuyor mu? Eğer varsa bu Türkiye’de yaşayanlar için bir kurtuluş demekti! Türkiye ekonomisinin şahlanışı demekti!
Bulunan miktarın dünyanın tüm dengelerini Türkiye lehine değiştirecek kadar büyük olması MTA’nın olduğuna dair belge yayınlaması iyice ortalığı karıştırdı.
İnsanlar sevinç içinde bu konuyu araştırırken, araştırmacı yazar Serhat Ahmet Tan’dan da bu iddiaya destek geldi. Tan; “Evet Fırat’ın altında bir hazine olduğunu bundan 1400 yıl önce peygamberimiz bildirmiş. Hadislere göre orada gerçekten de bir hazine var” dedi. Gerçekten de Fırat’ın altında altın olduğu gerçeği ile ilgili peygamberimize ait bir söz var mı? Varsa bu hadis sahih bir hadis mi?
Yazımın sonunda bu konuya yer vereceğim ama Fırat’ın altında gerçekten de bir hazine olduğuna dair bende de şüpheler oluşmaya başladı. Hatta bende oluşan şüphe Haluk Özdil’in sözlerinden de MTA’nın verilerinden de daha güçlü. Peygamberimizin hadislerine geçmeden önce ondan bahsetmek istiyorum.
Soykırımcı İsrail’in Arz-ı Mevud hayalini biliyorsunuz. Yeryüzünde çıkarttıkları fitne fesat yüzünden 1948 yılına kadar devletsiz yaşayan Siyonistler, kendilerine vaat edildiğine inandıkları topraklarda Büyük İsrail devletini kurmak için yanıp tutuşuyor.
Arzu ettikleri topraklar ise Suriye’den Irak’a, Iraktan da Anadolu’ya uzanan Fırat nehrinin suladığı topraklar. Altında 50 bin ton altının olduğu iddia edilen Fırat nehrin aktığı yerler. Acaba diyorum Siyonist İsrail gözünü Fırat’ın altındaki altınlara mı dikti? Bu yüzden mi o toprakların yani altınların kendisine vadedildiğini iddia ediyor? İşte bu varsayım bende Fırat’ın altında gerçekten de altın olabileceği fikrini oluşturdu.
O yüzden Eski Ahit’te Fırat nehrinden bahsedilip bahsedilmediğini araştırmaya başladım. Fırat Nehri, Eski Ahit’te birçok kez anılıyor. Âdem ve Havva’nın bulunduğu Aden Bahçesi’nin dört ırmağından biri olarak belirtilmiş. Tevrat’ta genellikle “Büyük Nehir” olarak anılıyor. Aşağıda, Fırat Nehri’nin Tevrat’ta geçtiği bazı önemli bölümlere bakalım.
1. Yaratılış Kitabı (Bereşit) Yaratılış 2:14: Fırat, Aden Bahçesi’nden çıkan dört nehirden biri olarak tanımlanır. Metinde şöyle geçer: “Dördüncü nehrin adı Fırat’tır.” Burada Fırat, insanlık tarihinin başlangıcıyla ilişkilendirilir.
2. Yaratılış 15:18 Tanrı, İbrahim’e vaat ettiği toprakların sınırlarını belirtirken Fırat Nehri’ni sınır olarak ifade eder: “O gün RAB, Avram’la antlaşma yaparak şöyle dedi: ‘Senin soyuna bu toprakları vereceğim: Mısır’ın Nehri’nden büyük Fırat Nehri’ne kadar olan ülke.’
3. Tesniye Kitabı (Devarim) Tesniye 1:7 ve Tesniye 11:24 gibi bölümlerde, Fırat Nehri İsrailoğulları için vaat edilen sınırların kuzeydoğu kısmını oluşturur.
4. Yeşu Kitabı Yeşu 1:4: Fırat Nehri, İsrailoğulları’nın fethedeceği toprakların doğu sınırı olarak belirtilir: “Çöl ve Lübnan’dan büyük Fırat Nehri’ne, Hititler’in bütün ülkesine ve batıdaki Büyük Deniz’e kadar olan bütün topraklar sizin olacak.” Eski Ahit’te vadedilmiş toprakların Fırat’ın suladığı alanlar olduğunu rahatlıkla görüyoruz. Allah’ın peygamberler aracılığı ile indirdiği kitaplarına elbette iman ediyoruz ancak onların tahrif edildiğini de şu ayetlerden bilmekteyiz.
Bakara Suresi, 75. Ayet “Şimdi siz onların (Yahudilerin) size inanacaklarını mı ümit ediyorsunuz? Oysa onların içinden bir grup vardı ki, Allah’ın kelamını işitirler, anladıktan sonra bile bile onu tahrif ederler.”
2. Maide Suresi, 13. Ayet “Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar, kelimeleri yerlerinden değiştirirler ve kendilerine hatırlatılan şeylerden bir pay almayı unuttular…”
4. Al-i İmran Suresi, 78. Ayet “Onlardan bir grup, Kitap’tan olmadıkları halde siz Kitap’tan sanasınız diye dillerini Kitap’la eğip bükerler ve ‘Bu Allah’tandır’ derler. Oysa o, Allah’tan değildir. Allah’a iftira etmektedirler; bunu da bile bile yapmaktadırlar.” İşte o tahrif edilmiş Tevrat bölümlerinde Fırat nehrinin aktığı bölgenin ısrarla! İsrailoğullarına vadedildiği yazıyor. Eski Ahit elbette ki “Fırat’ın altındaki altınları almak” için o toprakları size vadediyorum diye yazmaz. Ama o toprakların alınmasını ısrar etmesi bana göre Fırat’a biçilen değerin bir göstergesidir.
Şimdi gelelim Allah Resulünün Fırat altınları ile ilgili sözlerine; İşte 14 asır önceden Fırat Nehrinde altın olduğunu haber veren hadisler:
“İhtimal, Fırat’ın suları çekilecek, kuruyacak. Ortaya altından bir hazine çıkacak, kim orada bulunursa, hiçbir şey almasın.” (Buhari, Fiten, 24, Müslim, Fiten, 30.)
“Fırat nehrinin suları çekilerek altından bir dağ ortaya çıkacak, insanlar bunu almak için, vuruşacak ve her yüz kişiden, sadece biri hayatta kalacak. Bu zaman gelinceye kadar kıyamet kopmaz.” (Müslim, Fiten, 29.)
“Fırat’ın altın bir define üzerinden açılması yakındır. İmdi orada kim bulunursa ondan bir şey almasın.” (Müslim, Fiten, 29.)
“Fırat nehrinin altın bir dağ üzerinden açılması yakındır. İnsanlar bunu işitince ona yürüyecekler ve onun yanında bulunan insanların bundan bir şey almasına müsaade edersek, bunun hepsi götürülür, diyecektir. Müteakiben onun için harb edecekler ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecektir.” (Müslim, Fiten, 29.) İşte Haluk Özdil’in ortaya attığı “Fırat’ın altında 50 bin ton altın var” iddiasından buralara kadar geldik.
Fırat’ın altında bir hazine bulunduğu eski ahitte yazmasa da oraya bir değer biçildiği bellidir. Allah Resulünün sözleri de orada altından bir hazine olduğunu doğrular. Fırat Nehri’nin altında büyük bir hazine olduğu iddiası, gerek hadislerle gerekse tarihsel ve dini kaynaklarla destekleniyor gibi görünse de bu hazine, Haluk Özdil’in bahsettiği 50 bin ton altın mıdır, yoksa başka bir anlam mı taşımaktadır? Bu sorunun cevabını yalnızca Allah bilir. Ancak bu tür keşiflerin uluslararası dengeleri değiştirebileceği ve Türkiye’nin ekonomik gücünü artırabileceği gerçeği göz ardı edilemez.
Sonuç olarak, Fırat Nehri altındaki altın iddiası, dini ve tarihsel perspektiflerle birlikte değerlendirildiğinde, üzerinde düşünmeye değer bir konudur. Kim bilir, belki de çok yakında bu hazineyle ilgili daha somut gelişmeler yaşanır. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler…
Kaynak – https://www.yeniakit.com.tr/foto-galeri/firat-nehrinin-altindan-altin-fiskiriyor-israil-o-altinlarin-pesinde-mi-103332