ANADOLU AHİ EVRAN İŞ ADAMLARI ADINA MEHMET GÜRBÜZ DEN AÇIKLAMA

HRİSTİYAN MİSYONERLERININ TEK HEDEFLERI VARDIR ODA ISLAMDIR(İSLAM AVRUPA EMPERYALIZMİNE KARŞI YEĞANE DUVARDIR. Hırıstiyan aleminin İslam’a ve Islam’ın büyük mücadele ve mücahade şerefini elinde bulunduran Türk’e düşmanlığı işte bu noktada düğümlüdür !..Meşhur Dandanakan zaferi ile bir hamlede kapalı kıtadan açık denizlere inerek Türk ve dünya tarihinin akışı nı değiştiren,muhteşem Malazğirt zaferi ile Haçlıları Anadolu’dan sürüp çıkaran,şaşkın ve perişan Hıristiyan aleminin kralı,keşişi,kontu,şövalyesi be bir sürü serserisiyle tertipledigi Haçlı seferlerinde ehl-i salibin beş yüz bini Anadolu topraklarına gömen.İstanbul’un fethi ile Haçlı dünyasının son kalasını yıkıp İla-yı Kelimetullah uğruna devamlı şehadetler peşinde koşan Müslüman Türkler 16.yüzyılın sonlarında kurmuş oldukları İmparatorluğu n hudutları en geniş bir devirdir üç kıta üzerine yayılan,çeşitli ve bol servetlere kaplı topraklara sahip koskova bir imparatorluk…. ortalama hesapla yirmi üç milyon kilometre kare arazi o devirde Müslüman Türkler’in elindedir!…
Bu devirde Avrupalı,Rönesans’ı yapmış ve bulduğu bazı usüller ve vasıtalarla ve yeni bir sanayileşmeğe başlamıştır.Avrupalıya hem işleyecek ham madde,hem malını satacak pazar lazımdır.Ve Hıristiyan aleminin bütün muhtaç olduklarıda Müslüman Türk’ün hakimiyeti altındadır.O devire kadar ancak kendini savuna bilen. Avrupalı hem yukarıdaki ihtiyaçlar saikiyle,hemde Rönesans’ın gruru ile tazarru bir vaziyet alarak.Türk’ün elinde bulundurduğu topraklara gözünü dikmiştir.ancak bu taaruzi plan savaş meydanlarında değildir!..Çok sinsi ve şeytanca ve yapılan bir plandır ve planda kullanilacak unsur, asker değil,misyonerldir!…Avrupal, misyonerler vasıtasıyla içimizi hulul etmiştir ve Haçlı Seferleri ile,daha sonra ki devirlerde,kılıç ile yapamadığını, bu sefer misyonerler eli ile yaptı,böylece hem Türk’ün fütühatını durdurdu,hemde iktisadi hegemonyasını kurdu!..Bugün İslam aleminde hala korkunç bir faaliyet içinde olan bütün misyonerler, sadece Hırıstiyan dininin telkin ve propagandasının memurları değillerdir!..Tereddütsüz iddia edebiliriz ki her musyoner, kimin,hangi devletin hesabı na çalişıyorsada o devletin siyasi,iktisadi ve kültürel hakimiyetinin başarıları için çalışan memur ajanlardır,casusdur ve misyonerlerin bütününün tek hedefleri İslama olan düşmanlıklarıdır!…Misyonerler in babası,Mayorkalı Roman de Lull adlı bir İspanyol asilzadesidir.Gerçi bu adam evvelden Avrupaya hakim olan Fransisken ve Dominiken tarikatlarına mensup bazı kimselerdir.Hırıstiyanlıgın neşri yolunda gayret göstermişselerde bir netice elde edemişlerdir.Bu yukarıdaki ismi belirtilen Mayorkalı Lull. Hiristiyanlıgı Müslümanlar arasında yaymak için papaz olmaya karar vermiş ve satın aldığı bir müslüman esirden dokuz yılda arapça ögrenmiş,iki bin kadar büyüklü küçüklü broşür basmış ve Hıristiyanlık telkini için. Tunusa gitmiş uzun yıllar muhtelif Avrupa şehirlerinde dolaşan Mayorkalı Roman Lull,ikinci defa gittiği Tunusda katledilmiştir
Kuruculugunu papaz Lull un çektigi misyonerler teşkilatının elemanları o günden bu zamana kadar ki dönemde eğitime tabii tutulmakla ve ekseriyetle çoçuk yaşta iken hizmete alınarak, yapacakları göreve göre yetiştiriliyorlar,küçük yaşta ele alınan bu çoçukların ileride vazife görecekleri memleketlere gönderiliyorlar ve orada elçilik kanalı ile o yörenin dilini ögrenip örf ve adetlerine göre tam bir yerli gibi yetiştiriliyorlar bu şekilde İngilizler tarafından İstanbula gönderilen iki çoçuktab birinin mahalle mektebini bitirip icazet aldığı,fransızcayı da ögrenip sarık cüppe ile babı ali de tercüme kalemine devam ettigi digerinin ise Konyaya giderek Bektaşiler arasına katıştıgı ve günün birinde bir tarikata intisap ettigi bir gerçektir.Bazan da “Agaç sapı kendi dallarından yapılan bir balta ile keser””misali bulundukları yöre insanlarının her sınıftan çeşitli ajanlar temin ederler ve bu satılmış hainlerin marifetleri ile davalarını yürütürler!..Misyonerlerin bazan zor kullanarakta iş göre bilmeleri için adkeri egitim de ilave olarak verilmiştir.Misyonerlere tatbik olunan eğitim sistemi, siyasi bir kurulun kontrolü altındadır!..Bu bakımdan gaye vasıtaı meşru kılar her şekle girerler türlü kılık kıyafete bürünürler Bazan bir doktor,bazan şefkat timdali bir hemşire,bazan din ugruna dünya nimetlerini terk etmiş bir din adamı, bazan ilim aşkı ile yanan insanları irşad için yurdunu terk etmiş idealist bir ögretmen,bazan gençlerin boş vakitlerini değerlendirmek için açık havada yapacakları sportif hareketlerle sözde saglam bir nesil yetiştirmek kurulmuş izci teşkilatının bir elemanlarıdır,bazan memlekette revaçta bulunan yabancı dili pek cüzi bir ücretle ögretmek için açtıkkarı bir lisan ikulunun başındadırlar, bazan işçi haklarının yılmaz savunucularıdırlar,bazan bir kalkınma ajansının bir ferdi olarak köy,belde, yöre gezen fedakarlardırlar,bazan elçi veya konsolosturlar!…Velhasıl Hırıstiyan aleminin menfaatleri nerede,neyi icab ettiriyorsa misyonerler orada vazifesini başındadırlar.
Emperyaliz, yani bir illetin diğer bir miileti hakimiyeti altına alması ve bu hakimiyeti altına aldııgı milleti di menfaatleri yolunda sömürmesi hali,hep misyonerlerin çalışmaları neticesidir.
Afrikalı bir bir yaşlı vatandaşın ingiliz misyonere söylediği söz nekadar manidardır!..(Siz memleteketimize geldiginizde bizim topragımız;sizin ise mukaddes kitabınız vardı.Şimdi ise zim bu mukaddes kitabımız,sizin topragınız var) misyonerler bütün din saliklerine….Budistine,Brahmanına,Zerdüştüne,Putperestine hepsine musallat olarak Hırıstiyanlıktan gayri bütün nleru yok etme gayreti içinde görünürlersede çalışmalarındaki birinci hedefleri Müslümanlar dır bakınız (L Brown ne diyor .İslam Avrupa emperyalizmine karşı yegane duvardır)
Mehmet Gürbüz/ Anadolu Ahi Evran İş Adamları