ANADOLU AHİ EVRAN İŞ ADAMLARI DERNEK BAŞKANI MEHMET GÜRBÜZ DEN AÇIKLAMA ORTAK GELECEKLERE UMUT TAŞIYAN TOPLUMLAR VARLIGINI HEP KORUYACAKLARDIR VE YOLLARINA KESINTISIZ DEVAM EDECEK TOPLUMLARDIR

Bir toplumda ne kadar çok yardımlaşma ve dayanışma varsa o kadar çok huzur, barış ve kardeşlik hakim olur. Bu duyguları kaybeden ve sadece kendini düşünen bir kişi, insanlıktan nasibini almamıştır .İşte bu nedenle komşu hakkı ve paylaşmaya büyük önem veren Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Müslümanları kardeş olarak tarif ederken, birbirinin derdiyle dertlenmeyeni de hakiki mümin saymamıştır .Abdullah b. Abbas (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mümin değildir.” Bu hadis bizlere hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun komşumuza yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu anlatıyor. Hatta yine başka bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber, “Hangi mahallede bir kişi aç kalırsa, o mahalle halkı Allah’ın korumasından uzak düşer” buyururken komşu hakkında ise “Cebrail komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, nerede ise komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım” buyurarak meselenin önemini vurgulamıştır .Bu ölçünün özellikle günümüzde şehir hayatında ne kadar büyük önemi olduğu açıktır. O halde hiç vakit kaybetmeden yardıma, iyiliğe koşalım, kötülükten bencillikten uzak duralım. Komşusu açken tok yatan bizden değil diyen bir peygamberin ümmeti özünü unutmaz Biz kendi özümüzü unuttuk vurdum duymaz bir toplum olduk ne inançlı bir nesil ola bildik nede inancımızı yitirdik kaybedilmiş benliğimizi başka yerlerde arar olduk kapı komşu kim onu bile tanımayan bir toplumuz artık irkilip sirkelenme zamanı korana virüsü bize büyük ders verdi.Sosyal hayatın aileden sonraki halkasını komşular oluşturduğundan her din ve kültürde komşuluk ilişkilerine dair kurallar bulunur. Tevrat’ta komşuların birbirine karşı hak ve ödevlerine dair emir ve yasaklara yer verilmiştir (meselâ bk. Çıkış, XX, 16-17; XXI, 14, 18; XXII, 9, 26; Levililer, XIX, 13, 15-18). Özellikle on emir içinde yer alan, “Komşunu kendin gibi seveceksin” buyruğu (Levililer, XIX, 18) bütün bu ödevlerin temelini oluşturur. Ancak konuya dair Tevrat’taki emir ve yasaklar yahudilerin kendi aralarındaki komşuluk ilişkileriyle sınırlı olarak algılanmış ve yabancılara karşı hissedilen antipati duyguları zamanla yahudi olmayan herkese karşı gerçek bir nefrete dönüşmüştür. Özellikle Talmud yazarları kural olarak yabancılar hakkında iyi niyet beslememek, onlara merhamet etmemek gerektiğini, putperestlerin komşu sayılmayacağını, yahudi olmayanların köpeklerden farksız olduğunu ifade etmişlerdir (DB, V, 683-684).Hıristiyan aleminin kutsal kitabını bir incelersek görecegiz ki Komşuna haksızlık etmeyecek, onu soymayacaksın. İşçinin alacağını sabaha bırakmayacaksın. 14 Sağıra lanet etmeyecek, körün önüne engel koymayacaksın. Tanrın’dan korkacaksın. RAB benim.

15 “ ‘Yargılarken haksızlık yapmayacaksın. Yoksula ayrıcalık göstermeyecek, güçlüyü kayırmayacaksın. Komşunu adaletle yargılayacaksın. 16 Halkının arasında onu bunu çekiştirerek dolaşmayacaksın. Komşunun canına zarar vermeyeceksin. RAB benim.Isam dinin ilk günki gibi taze kalmasının sebebi kutsal kitabımız Kuran ı kerimin nazil oldugundan bugüne kadarki süreçte bir harfinin dahi degışmemiş olmasıdır bununda ilahi bir güçün koruması altinda olmasından kaynaklanıyor olmasıdır ıslam in müjdecisi Hz Muhammed (sav) in son peygamber olarak gelmesi son din islamnın olmasıdır diger semavi dinlerin kutsal kitaplarınin elden ele fikirden fikire degişmesi degiştirilmesinden kaynaklanan tahrifat olmasıdır hiç bir din ahlaksızlıkı savunmaz,hiç bir peygamberin ögütünde zalimligi topluma ögüt olarak tavsiye etmez,başka toplumları dine mensup insanları köpek e benzetmez biz toplum olarak birlikte yaşayacagız birlikte hayat sürecegiz birlikte çogalacagız ahlak,edep,merhamet tohumları ekilmeyen toplumdan zalim çıkar,hain çıkar,tecavüzcü zuhur eder.Batı uygarlığı ve Avrupa uygarlığı Avrupa kökenli veya Avrupa ile özdeşleşmiş sosyal normlar, ahlaki değerler, gelenek ve görenekler, inanç sistemleri, zanaat ve teknolojilerin mirasından ibarettir. Bu terim, aynı zamanda göç, sömürgecilik veya kültürel etki yoluyla tarihleri Avrupa ile kuvvetli bir şekilde ilintili olan Avrupa ötesindeki bazı ülkelere de uygulanabilir. Örneğin Batı uygarlığı Kuzey ve Güney Amerika, Okyanusya kıtalarındaki ülkeleri de içerir ki, bu ülkeler dilleri ve etnik yapılarındaki çoğunluk itibarıyla Avrupa kökenlidir. Batılıların kendi ifadeleri ile Batı uygarlığı Yunan ve Roma köklerinden büyümüş ve Yahudi – Hristiyan itikadı ile şekillenmiştir. Buraya kadar saydığım üst yapı kurumlarıdır. Ancak her toplumun üst yapısını belirleyen bir iktisadi altyapısı vardır.Biz İslam toplumlarının en büyük anasırı olan mayamız din dir din toplumların birlikte bir arada yaşmasının ortak paydasıdır bizim topraklarin kadimkadim kültürlerinden beslenen halklar birlikte bir arada yaşamayı becermiş insanlardır yardımlaşmayı,iyiligi,

sevgiyi bir arada yaşamalarının en büyük temel unsurları olarak görmüşler ve bâşarmışlardir.Iyiligi her zaman her şeye rağmen unutmuyorlar bu insanlar birbirlerine öfkelenseler,kırgınlıkları sitemleri bir arada yaşamalarina engel koymuyorlar ortak bir gelecek umudu taşıyorlar ortak geleceklere umut taşıyan toplumlar varlığını hep koruyacaklardir umudunu yitirmeyen toplumlar olarak yollarına kesintisiz devam edecek toplumlardır.

Mehmet Gürbüz

Anadolu Ahi Evran İş Adamları