Çocuklar Sevgi İle Büyür.
Bilgisayar Mühendisi Önder Sönmez, bu haftaki yazısında çocukların bilgisayar tablet ve cep telefonları üzerinde salgın hastalığında etkisi ile günde ortalama 8-10 saat civarında zaman harcadığını açıkladı.
Sönmez açıklmasında;
Şimdiki çocuklar, bilgisayar, tablet ve cep telefonları üzerinde, salgın hastalığın da etkisi ile günde ortalama 8 – 10 saat civarında zaman harcıyorlar. EBA programlarının günlük ortalama 5-6 saat olması ve İnternet üzerindeki oyun ve video kanalları çocukların kendilerine cihazlar üzerinde harcadıkları zamanı oldukça arttırdı. Çocukların bu kadar zaman içerisinde neler izleyebileceklerine ve nasıl etki altında kalabileceklerine bir bakalım.
Oyunların genellikle eğlenceli olması en önemli amaçları arasındadır ancak oyun türlerini seçerken ailelerin mutlaka çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Her strateji oyunu ya da her güç oyunu gerçekten eğlenmenin ötesinde çocukların farklı şekillerde zararlı olarak etkilenmesini de sağlıyor. Dövüş oyunları oynayan çocuklar kavga etmeyi normal bir davranış olarak görebiliyor. Daha da tehlikeli olan ise çocukların oynadıkları oyunları gerçek dünya ile karıştırarak kendi yaşamlarına son verebilme durumu ortaya çıkabiliyor. Bununla birlikte oyun oynama ve uzaktan eğitim programları derken farkında bile olmadan çocukların ekran önünde geçirdikleri zamandan dolayı ekranın zararlı ışık etkisine de maruz kalıyorlar.
İnternet içeriğinde servis edilen video izleme, üretme ve servis etme kanallarında yayınlanan içerikler, ailelerin kontrolü olmadan izlendiğinde, çocukların zararlı içeriklerden psikolojik olarak etkilendikleri doğrudur. Çocuklar bu içerikleri seyretmeyi sürekli hale getirdiklerinde, yakın bir zamanda olmasa bile ilerleyen zamanlarda bu içeriklerin bilinçaltında oluşan psikoloji ile zararlı davranışlar ortaya çıkabileceği birçok çocuk psikologları tarafından açıklanmış ve aileler uyarılmıştır. Peki, bu kadar zararlı bir sanal dünya içerisinde aileler, çocukları nasıl korumalı?
Öncelikle çocukların sanal dünya ile olan iletişimi mutlaka ebeveynlerin kontrolünde olmak zorundadır. İnternet servis sağlayıcınız ile görüşerek kısıtlandırılmış bir internet kullanabilirsiniz fakat evde sadece çocuklar interneti kullanmadığı için bu kısıtlama kesin bir çözüm olmayacaktır. Çocukların, kendi yaşlarına uygun içeriklere doğru yönlendirilmeleri gerekir. Yukarıda bahsedilen içerikleri izlemiş bir çocuk bu durumda biraz daha zorlanacaktır. Bu durumda önerim, ebeveynlerin de o çocuklar ile birlikte bu içerikleri seyretmeleri olacaktır. Daha önce video oyunları oynayan bir çocuğu ya da internette video seyreden bir çocuğu zararlı içeriklerden korumak için onlara yasak koymak çocuğu hırçınlaştırıp kendisini size düşman olarak tanımlayabilir. Direk yasak koymak yerine önerim, onunla birlikte zaman geçirmeniz olacaktır. Çocukların oynadıkları video ya da internet oyunlarını mutlaka internet üzerinde araştırın, nasıl bir oyun olduğunu oyunu daha önce oynayan kişilerin yorumlarından ve memnuniyet durumundan dolayı size bir fikir verecektir.
Seksenler ve doksanlar kuşağı olarak bizler bana göre sokak oyunlarının son temsilcileriydik ancak bu durum bize kendi çocuklarımız ile olan iletişimimizi azaltmamalı, yoğun iş temposu, hayat mücadelesi derken evde çoğunlukla dinlenerek geçirdiğimiz saatleri çocuklar ile bu oyunları oynayarak ta geçirebiliriz. Bu konu daha çok çocuk pediatrisi ya da psikologları ile ilgili olsa da çocukların internet ortamına eğilim göstermesi, evde sıkılmalarından da kaynaklı bir durumdur. Belki sokak oyunlarını evin içerisinde oynayamayız ama tombala, isim-şehir, kızmabirader gibi oyunlar çocuklara öğretilip onlarla birlikte bu oyunlar oynanabilir. Bu tür oyunlar, çocuklar ile aranızda olan iletişimi güçlendirecek, sevgiyi arttıracaktır. Sizinle olan iletişimi ve sevgisi artan çocuklar, internet ortamındaki sanal dünyadan da uzaklaşarak gerçek dünya ile ilgilenmeye başlayacaktır. Çocuklar ile sadece oyun oynamak yerine onlarla basit fiziksel deneyler de yapılabilir. Bu deneyler çocukların fiziksel deneylere olan ilgisini de arttıracak, daha çok merak etmesini sağlayacaktır.
Sonuç olarak ben dâhil hiç birimiz bir pediatri uzmanı, psikolog ve doktor değiliz ancak çevremizde görebildiğimiz olayları ve buna bağlı olarak edindiğimiz tecrübeleri paylaşabiliriz. Çocuklar, bizim en değerli hazinemizdir. Onları her türlü kötülüklerden korumak ta en önemli görevimizdir. Hayat mücadelesi verirken çocukların sanal ortama alışkanlık kazanmalarını ne kadar engellersek ya da kontrol edebilirsek sanal dünyanın zararlı etkilerinden o kadar uzak kalacaklardır. Unutmayalım, Çocuklar sevgi ile büyür.