İSTİKLÂLDEN İSTİKBÂLE 100.YILINDA İSTİKLAL MARŞI
İstiklal Marşımızın kabulünün 100. Yılı olması dolayısıyla, TBMM’de 2021 yılının “İstiklal Marşı Yılı” olarak ilan edilmesine oy birliği ile karar verildi. Bu vesile ile bizler de Genç Memur-Sen teşkilatları olarak, bugün Türkiye’nin 81 ilinde şehir meydanlarında Cuma Namazına müteakip İstiklal Marşımızı okumak üzere toplanmış bulunmaktayız.
Yedi düvele karşı verilen Millî Mücadele’nin, bir beyân’ı zişâna ihtiyacı vardı. Şehid olma hasretiyle emperyalist işgalcilere karşı kadın, erkek, genç, yaşlı ve hatta çocuk demeden savaş cephelerinde saf tutan Anadolu’nun cesur yürekli neferlerine, İstiklâl Mücadelesi azmini pekiştirecek bir marş gerekiyordu. Millî şuuru, imanın ve inancın zaferini meydanlarda diri tutacak bir marşın yazdırılması zarureti doğmuştu.
1920 yılında bu halî zarurete binaen; Maarif Vekâleti tarafından milletimizin düşmanlarla girmiş olduğu istiklal mücadelesini ifade ve terennüm etmek üzere ödüllü bir istiklal marşı yarışması düzenlenir. 700’den fazla eserin katılım sağladığı yarışmada gözler Mehmet Akif’i arar; ancak hayatı boyunca hiç taviz vermediği ilkeli duruşunu bir kez daha ortaya koyarak; para ödüllü bir yarışmaya milletin mebusu olarak katılmanın etik olmayacağını beyan eder. Daha sonra Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve Balıkesir milletvekili Hasan Basri Çantay tarafından paranın “Dârülmesaî” kurumuna bağışlanması koşulu ile İstiklal Marşı yazmaya ikna edilir. Nihayet Âkif, Ankara’da, Tacettin Dergâhında; zaman ve mekânın şuurundan mülhem olan bir hâleti ruh ile; kimi zaman uykularından kalkarak, kimi zaman istiğrak hâlinde yazmıştı İstiklal Marşını.
Tarih 12 Mart 1921’i gösterdiğinde, milletimizin vatan müdafaasına ithaf edilmiş yüce bir armağan gibi, mısraları titretiyordu yürekleri İstiklal Marşımızın. Ferasetinin ihtişamına tanık olduğu necip milletin yılmaz iradesi karşısında; Korkma! Diyerek başlıyordu söze büyük şair. Bir milletin en zor şartlarda verdiği kurtuluş mücadelesinde elde ettiği zaferin, ilelebet süreceğinin mutabakat metinini okuyordu âdeta.
İstiklal Marşı, Cihanşümul bir medeniyetin onurunu sömürgeci işgalcilere karşı nasıl koruduğunun bir vesikası olarak geçmiştir tarihe. Mânanın maddeye hüküm sürdüğü bir tasavvurla yazılmış, her bir mısrası maneviyatla muhkem olan, olağanüstü bir eserdir.