DUAYEN TURİZM’CİDEN TÜYOLAR
Turizm sektörü gerek konjoktürel durumlar, gerekse ekonomik krizlerden dolayı badireler atlatmış olsa dahi, ülkemize sağladığı nakit girişi ve istidhamla birlikte en önemli ekonomik destek sağlayan sektördür. Bizlere de okullarda öğretildiği üzere ” Bacasız Fabrika ” nın tam karşılığıdır.
Turizmin bir çok dalından biri olan otelcilik incelendiğinde ,başlı başına içinde bir çok bilim dalını barındıran bir ” Ana Bilim Dalı ” karşımıza çıkmaktadır. İçerisinde Sosyolojiden Psikolojiye,Matematikten Gastronomi ye kadar adını sayamayacağım onlarca farklı uzmanlık barındıran ve tahminimce başka bir sektörde de karşımıza çıkmayacak dev bir bilim dalından bahsediyoruz. Son günlerde etrafta ADR, Toplam turizm geliri ile ilgili bir takım rakamlar dolanmakta. Genellikle İstanbul ve Antalya genel fiyatlar düzeyi baz alınmış olup 2012 rakamlarının dolulukların artmış olmasına rağmen yakalanmadığına dem vurulmaktadır. 2012 yılından günümüze kadar gerek konjoktürel, gerekse içsel olarak darbede de dahil olmak üzere bir çok sıkıntı yaşadık. Can damarlarımızda bombalar patlatıldı. O süreçleri biz turizmciler olarak gerek ihtiyari, gerekse gayri ihtiyari olarak kontrol altında tutamadık. Örneğin Sultanahmette yaşanan patlama sonrası ‘et parçalarını Gülhane parkının duvarlarından topladık ‘ demeçlerini web sayfalarında yayınlamaktan çekinmeyen sözüm ona “Turizm adına yayın yapan” sayfaları unutmamamız gerekir.Benzer sıkıntıları yaşayan ülkelerde bu konularla ilgili yayın yapılmadı, herkese mikrofon uzatılıp konuşturulmadı, bizim gibi dünyaya kendilerini reklam etmelerine izin verilmedi.Öte yandan şehirlerde hergün bir otelin açılması, apartmanların otellere döndürülmesi, bakkalcının, manavcının inşaatçının bu işte para var, bizimde bir otelimiz olsun mantığı ile oteller açması arz talep dengesini altüst etti. En pahalı oda boş odadır mantığı ile oda fiyatlarını kırmaları, yıldızsız otel fiyatlarına 5 yıldızlı otellerde kalınacak durumlara gelinmesine neden olmuştur. Kanunların bu konuda yetersiz olması,çok otel açılmış olmasının turizm açısından gelişmişlik kabul edilmiş olması,teşvikler sunulması durumun bu hale gelmesine neden olmuştur.Konjoktürel nedenler, ayaklanmalar ,ekonomik sıkıntılar kontrol edilemeyen etmenler olarak karşımıza çıkabilir. Ancak kontrolsüz gücün güç olmadığı dünyamızda, kontrolsüz suni büyümenin bizlere zarar ettireceği önceden öngörülmeliydi.Arz talep dengesinin kat be kat değiştiği günümüzde eski ADR oranlarını yakalamak çok zor.Yazımında en başında belirttiğim gibi içinde onlarca bilim dalını barındıran gerek döviz girdisi, gerekse istidham olarak ekonomide kaldıraç etkisi olan Otelcilik sektörünün koruma altına alınması gerekmez miydi? Böyle önemli bir sektörün ele ayağa düşmesi engellenemez miydi? Otel açmak isteyenlerin belli bir eğitimden geçirilip, Otelciliğin bu kadar kolay olmadığı anlatılamaz mıydı ? Bu sorular uzadıkça uzar. Bu ilk yazımda yanlış politikaların yarattığı gelir kaybına sizleri rakamlara boğmadan değinmeye çalıştım. Bir daha ki yazımda da yanlış politikaların insan kaynaklarına olan etkisine tecrübemizin el verdiği ölçüde düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım. Sevgi ve Saygılarımla
Turizm uzmanımızı tanıyalım :
EMRE DOĞU
1982 yılında İstanbulda doğdum. Muğla Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği mezunuyum. İlk olarak otelcilik hayatıma Dedeman İstanbul otelde Kat Hizmetlerinde stajer olarak başladım. Gerek İstanbul gerekse Anadoluda yerli ve Uluslararası zincirlerde Önbüro Müdürlüğü ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini yürüttüm. Ön büro dışında Revenue-Reservation, Eğitim alanlarında da etkin olarak rol üstlenmekteyim.