Ey Dünya Duyun Sesimizi Biz Haykırıyoruz
Ey Dünya Duyun Sesimizi Biz Haykırıyoruz Oradaki Kardeşlerimizin Sesi Olduk Haykırıyoruz Bir Milletin Kültürü Yok Ediliyor Dünya Buna Sessiz Kalmaması Lazım.
Birleşmiş Milletler, dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinin yer aldığı en büyük uluslararası kuruluştur. Birleşmiş Milletler Örgütü, sadece barış ve insani yardım için çalışan bir kuruluşun ötesinde birçok alanda faaliyetleri olan uluslararası bir örgüttür., 24 Ekim 1945 yılında kuruldu. İkinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkan büyük devletlerin liderliğinde oluşturulmuştur. BM’ye öncülük eden ülkeler ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere, Fransa ve Çin Halk Cumhuriyetidir. 1900’lü yılların ilk yarısında yaşanan savaşların tekrarını önlemek amacıyla uluslararası barışı ve güvenliği korumak için kurulmuştur. Dünya barışını, güvenliğini, sosyal ilerlemeyi, yaşam standartlarını yükseltmeyi, insan haklarını desteklemeyi ve dostane ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan bir kuruluştur.
Savaşları ve barışa dönük tehditleri önlemek, ülkeler arasında dostane ilişkiler kurmak ve uluslararası ekonomik ve sosyal işbirliğini sağlamak temel amaçlarıdır. “Adalet, güvenlik, ekonomik kalkınma, sosyal eşitlik” haklarını tüm ülkelere eşit oranda sağlamak, temel amacıdır. Fakat bakıyoruz ki bu kuruluş un amacı kurulduğu gibi barış ı tesis etmek adaleti sağlamak mazlumların hak kını korumak değildir bu kuruluşu kuranların amacı doğrultusunda adaleti sağlıyor barışı tesis ediyor mazlumların hak kını koruyorlar dünden bugünümüze ve tarih sayfalarına bakarsak eğer kurucu ülkelerin ne kadar içten ve samimi olduklarını göre biliriz dünyadaki mazlumların kan ve gözyaşlarını aklatanların isimleri hep aynı sokağın başındaki perili köşkün sahibi olan elinde soğuk kış günlerinin sıcak içkisi votkası olan silindir şapkalı, kovboy çizmeli, çekik gözlü, lejyonerleridir. Bunların dünyaya ya bakış açıları nelerdir? Nasıl bir dünya istiyorlar? Dünyada yaşamalarına izin verdikleri yaşayan insanlardan ve neler istiyorlar? Neler vaat ediyorlar öldürmüş oldukları insanlığı? Ve bunları bir inceleyelim.
Dünyada yapılan soykırımlar ve bunu yapanların karnelerine bir bakarsak eğer bu züllümler neden? ve incilerin? Sebeplerini bula biliriz. Bu ülkeler dünyadaki mazlumlara uyguladıkları fanatikçe, yobazca, canice, faşistçe, köpekçe, kansızca soykırımlardır.
Demir perdenin bilinmeyen yüzü olan kapalı kutu ile yönetilen bir ülkenin adıdır.<<ÇİN>> bu ülkeleri dünyanın jandarması yapılmalarının en büyük sebebi kanla beslenmeleridir bizim bugün ki en fazla irdeleyeceğimiz demir perdenin kapalı kutusu olan.<<Çin halk cumhuriyet>>i’dir kendi coğrafyalarına yakın olan bir zamanların hakimi olan bu darbeye zihniyetlilereler<<Türkler>>in elinden kendi topraklarını korumak için duvar örecek kadar korkak olan Çinliler bugün sayıları çok az olan Uygur Türklerine uyguladıkları işkence türlerinin bir kaçını sıralayacak olursak eğer mazlumun başına madeni bir başlık geçirilerek buna elektrik verilir. Böylece cereyanın etkisiyle gözler dışarı fırlar. Baş ve ayaklar iki ayrı makineye bağlanır ve aksi istikamette hareket ettirilir. Eller bağlı olduğu halde sırta ağır kayalar(taşlar) konur.
Ellerden tavana asılarak saatlerce, hatta günlerce bu halde tutulur. Çivili sopalarla dövülür. Vücut kızarıncaya kadar kamçılanır ve kızaran yerler bıçakla kesilir. Vücudun herhangi bir yerinde bir delik açılır.
Delikten düğümlü ip geçirilir. Yara kabuk bağlayıncaya kadar bekletilir. Daha sonra yaranın içindeki düğümlü ip testere gibi ileri geri hareket ettirilir. El ve ayak parmakları telle veya iplikle birbirlerine yapışık şekilde dikilir. Mümkün olduğu kadar ayakta kalmasını sağlamak için kulaklardan duvara çivilenir. Bir cesedin yanına bağlayarak bir gün bekletilir. Kışın buz bloklar üstüne yatırılır.
Kışın içi su dolu fıçılarda günlerce bekletilir. Günlerce ayakta ve susuz bırakılır. Kızgın kömür parçalarının üzerinde yürütülür. Kadın ve erkek ayırt etmeden çıplak halde buzlu tahta dolaplarda hapsedilir. Kadın ya da erkek çıplak halde çuvallara sokulur ve bu çuvallar ağaçlara asılır. Kızgın demirlerle vücudun çeşitli yerleri dağlanır. Dağlanmış vücut üzerine kızgın yağ dökülür. Tel kamçılarla kırbaçlanır.
Demir-kazıklar üzerine oturtulur. Tırnakların arasına çivi çakılır. Sivri uçlu demir taraklarla vücut taranır. Vücudun çeşitli yerlerine demir ve çiviler çakılır. Başın ve vücudun derileri yüzülür. Ağız ve buruna kostik veya diğer asitler dökülür. Buruna kırmızıbiber çektirilir. Hayvan yerine yüklü arabalara koşulur. Meydanlarda Müslüman ailelerin genç kız ve kadınlarına sarkıntılık edilir.
Cinsiyet uzuvlarına domuz kılı sokulur. Kadınları çırılçıplak soyup memelerine vurarak acı verilir. Avrat mahallerine elektrik verilir. Hamile kadınların karnına çıkıp tepinilir. Mazlum, hayvan gibi kafeslere konularak cadde ve sokaklarda dolaştırılır. Ellerinden yüksek bir yere asarak parmaklara ve el bileklerine demir çubuklar ve kazma sapları ile vurularak parmak ve bilekler kırılır. Diz kapaklarına kazma sapı ile vurularak, diz kapakları kırılır.
Mao’nun heykeli veya resmi önünde her sabah işe gitmeden önce diz söktürülmek suretiyle heykelden veya resimden iş izni aldırılır. Mahkumu yerde yüzükoyun yatırarak, parmaklarına basılır. Mahkumun tüm dişleri kırılıncaya kadar bir boksör tarafından dövülür. Mahkumlara ahlak dışı ve yüz kızartıcı adlarla hitap edilir. Kışın Mahkumları kar üstüne oturtarak.
Üzerlerine hortumla su sıkılır. Bugün bu zulüm yapan bu devletin adı Çin komünist devleti ve bu devletin dünya literatüründe verilen bir görevi var birleşmiş milletlerin 5 kurucu devletinden biridir veto yetkisine sahiptir dünyayı yöneten bir dünya lideri olan ülkenin adıdır<<Çin Halk Cumhuriyeti>>peki bu dünya mazlumlarının hamisi olan<<birleşmiş milletlerin>> görevi nedir? Mazlum halklara kucak açmak ezilen halkların hakkını savunmaksa eğer bu yapılan zulümlerin sebebi nedir? Dünyada sadece adı <<Müslümansa>>adı veya Çine akın bir beldede yaşayan <<Uygur Türk>>se isminiz zorlan erkekleriniz kısırlaştırılıyorlar ve kadınlarınız ise bir başka kültürün bedenlerin de var oldurulmaya çalışıyor kabul etmeyen kadınlar Çinli erkelerin koğuşuna atılacak kadar vahşileşen ve canileşen bir protarya devlet olarak karşımıza çıkıyor tecavüz ölüm, ahlaksızlık sın baş gösterdiği bu mazlumlar için. Ve dünyanın kalantor zalimleri ise sadece alkışlayıp çanak tutuyorlar neden kimse sesini duymuyor bu mazlumları çığlıklarına kulaklarını kapatmışlar Ey dünya! Duyun sesimizi biz haykırıyoruz oradaki kardeşlerimizin sesi olduk haykırıyoruz bir milletin kültürü yok ediliyor evlatları pazarlarda satılıyor bir ırkın yok edilmesine ne zaman dur denilecektir? Neden adı sadece Müslüman olanların zulüm gördüğü bu dünyada Müslümanlar susuyor neden haykırılmıyor bu mazlumların haykırışına ne zaman kulak tıkayan dünya ses verecektir .
Mehmet Gürbüz